Paranın Psikolojisi Ve Mutluluk Arasındaki İlişki

Paranın psikolojisi ve mutluluk arasındaki ilişki bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmek istendiğinde ne ifade ediyor? Para psikolojisi insanın davranışlarını ve düşüncelerini doğrudan etkileyecek bir süreci beraberinde getirir.

Bireysel açıdan mutlu olmak isteyenler refah seviyesi üzerinde etkisini anlamakta zorluk çekebilir. Özgürlük ihtiyacı beraberinde aidiyet duygusu ile birlikte para bir aracı olmaktan çıkmış sembolik bir kavrama dönüşmüştür.

Modern toplumlarda daha çok sosyal çevreye ilişkilerini şekillendiren bir faktör haline gelmiştir. Paranın mutlulukla arasındaki ilişki sadece ekonomi uzmanlarının gündeminde olan bir konu değildir. Her zaman araştırmalara konu olmuş bu düşünce üniversite araştırmalarına da konu olmuştur.

Kaynak : 2010 yılında Princeton Üniversitesi tarafından bir çalışma yapılmış. Çalışmayı şuradan ⇒ High income and emotional well-being okuyabilirsiniz.

Bu çalışma neticesinde insanların günlük hayatlarındaki memnuniyetleri algılanmaya çalışılmıştır. Gelir seviyesindeki artışla mutlulukta arasında bir fark olmadığı anlaşılmıştır.

2021 yılında bu kez yapılan yeni bir araştırma durumu daha farklı bir boyuta taşımıştır. Paranın varlığı tek başına mutlulukta bir belirti olmadığı kişisel yaşam tarzı, hayata bakış açısı gibi faktörlerin de bu mutlulukta etkisi olduğu kanısına varılmıştır.

Kazanılan paradaki miktardan daha çok paranın nasıl kazanıldığı, nereye harcandığı gibi konular aslında belirleyici faktör olarak görülmüştür.

Paranın Psikolojisi Nedir Ve Nasıl Gelişir

Paranın psikolojisi nedir

Paranın psikolojisi nedir ve nasıl gelişir? sorusuna net yanıt verebilmek için parayla insan arasındaki ilişkiyi gözlemlemek gerekiyor. insanların paraya yönelik bakış açıları parayı algılama biçimleri ve parayla olan ilişkilerini şekillendiren bir davranış biçimi olarak düşünülebilir.

Paranın psikolojisini anlayabilmek için sadece ekonomik verilere dayanmak doğru değildir. Çocukluk döneminden itibaren içinde yaşanılan kültür ve hayatın değişen dönemlerindeki finansal koşullarda bu süreci etkileyen faktörler olarak görülmüştür.

Çocukluk döneminde para konuları konuşulmayan ve katı kurallar olan bir evde büyüyen bir çocuk ilerleyen yaşlarında para ile ilgili konularda konuşmaktan kaçıngan bir davranış sergileyebilir. Bununla beraber daha çok para odaklı bir hayat tarzına kendini kaptırabilir.

Bu sebeple para ile ilgili herhangi bir algının yalnızca mantıkla açıklanamayacağını söylemek yanlış olmaz. Burada bilinçaltında şekillenen inançlar, duygu durumu bireyin içinde bulunduğu ekonomik başarı seviyesi süreci tamamen topluca etkileyen bir durumdur. 

Paranın Psikolojisi İle Duygusal Harcama Arasındaki Bağlantı

Paranın psikolojisi ile duygusal harcama arasında doğrudan bir bağlantı bulunur. İnsanların günümüzde parayı sadece mantıkla değerlendirdiğini söylemek doğru olmaz.  Bireyin ihtiyaçları doğrultusunda duygusal açıdan tatminini kolaylaştırabilmek içinde değerlendirilir.

Duygusal açıdan sürece yaklaştığımızda şunu rahatlıkla söylemek mümkün; herhangi bir ürünün alımı sırasında vücutta dopamin ve serotonin adı verilen duygular titreşir. His algısı değişir. Mutluluk ve ödül bağlantısından kaynaklı olarak maddiyatı olan bakış açısı değişir.

Tüm bu duygular aslında kalıcı değildir. Birey yeniden bu duyguları yaşayabilmek için harcamaya yönelir. Zamanla bir alışveriş bağımlısına dönüşebilir.

Duygusal açıdan harcama alışkanlığı bulunan bir birey finansal açıdan büyük bir buhran sürecine girer. Borç yükü artar, psikolojik sorunları çoğalır.

Paranın Psikolojisi Kişisel Kararlarımızı Nasıl Etkiler?

Paranın psikolojisi kişisel kararlarımızı nasıl etkiliyor? Günlük yaşamda küçük ya da büyük fark etmeksizin alınan her türlü finansal karar aslında farklı bir inancın tepkimesi olarak öne çıkar.

Para psikolojisini anlayabilmek ve kişisel kararlarımızdaki etkisini kavrayabilmek için mevcut durumdaki finansal fırsatları değerlendirmek gerekir. Yanlış inançlar, geçmişten gelen inanışlar para psikolojisi üzerinde farklı tepkimeleri getirebilir.

Özellikle çocukluk döneminde travma niteliğinde oluşturacak kalıplaşmış para inanışları, yetişkinlik döneminde kişinin yatırımsal konulara daha temkinli yaklaşmasına ya da çekingen olmasına sebep olabilir.

Bu sebeple bu konuyu daha derinin bir şekilde araştırdığımızda paranın psikolojisi aslında tüm hayatı etkileyecek yatırım kararlarına bir etki eder demek yanlış olmaz.

Paranın Psikolojisi Ve Finansal Özgürlük İlişkisi

Paranın psikolojisi ve finansal özgürlük arasında nasıl bir ilişki bulunuyor? Finansal özgürlük kavramını daha iyi şekilde açıkladığımızda Paranın psikolojisi üzerindeki ilişkisini anlamak mümkün olacaktır.

Bireyin yaşamını sağlayacak masraflarını herhangi bir borç olmadan karşılaması, stresten uzak başkalarından bağımsız şekilde yaşayabilmesi finansal özgürlük kavramına işarettir. Bireyin gelen bu maddeyi gücü tek başına sağlıklı şekilde karşılaması mümkün değildir.

Bu sebeple yalnızca ekonomik verilerle bu süreci anlamlandırmak mümkün olamaz. Para ile birlikte kaygı düzeyinin doğrudan bir ilişkisi bulunur.

Gelen parayı doğru şekilde yönetemeyenler borç yönetim becerisi bulunamayanlar, yüksek kaygıya sahip olanlar veya tasarruf alışkanlığı gelişmemiş bireyler farklı zorluklarla karşılaşabilir. Yüksek gelire sahip olsa da bir birey aynı oranda çok büyük bir borç içerisinde yaşıyor olabilir.

Bu durum kişisel yaşantısında parayı kontrol edememesinden kaynaklanır. Varlığa rağmen finansal özgürlükten uzaklaşmaya başlayan kişiler aslında tam da bu noktada para psikolojisini daha net şekilde anlayacaktır.

Düzenli şekilde tasarruf yapma fırsatını kendi hayatında yaratan belirli bir yatırım alanı oluşturan kişi finansal özgürlükte daha derin bir mesafe kat etmiştir. Burada en önemli kavram özgürlük terimidir.

Özgürlüğün net olarak sağlanabilmesi için paranın psikolojisini doğru şekilde anlamak gerekir. Para yönetimi konusunda sağlıklı bir tutum sergileyemeyen ya da uzun vadede kendine ait bir yatırım planı oluşturamayan bir kişi elbette finansal özgürlük yolunda istediği başarıyı elde edemeyecektir.

Paranın Psikolojisi Açısından Mutluluk Algısı

Paranın psikolojisi açısından mutluluk

Paranın psikolojisi açısından mutluluk algısı özellikle son yıllarda farklı bir boyuta taşınmıştır. Bu durum bilimsel araştırmalara dahi konu olmuştur. Gelir seviyesi belirli bir oranda olan kişi bir süre sonra zayıflamaya başlıyor. Peki bu durumun sebebi ne?

Paranın psikolojisi açısından mutluluk algısı nasıl kuvvetlendirilebilir? 2010 yılında bir araştırma yapılmıştır.Parrington Üniversitesi tarafından yapılan araştırma neticesinde oldukça kritik veriler ortaya çıkarılmıştır.

Yılda 75 bin dolar seviyesinde gelir artışına sahip olan kişilerin mutluluk üzerinde belirgin bir anlamı olduğu fark edilmiş ve bu durum raporlara yansımıştır.

Peki burada kritik olan konu ne? Kritik olan şey belirtilen bu rakamın üzerine çıkıldığı anda etkinin giderek azaldığını fark edilmesiydi.

Buna benzeyen bir uygulama 2021 yılında da yapılmıştı. Kişisel beklentiler, hedefler ve veya bireyin yaşam tarzı aslında mutluluk seviyesi üzerinde doğrudan bir etkiye sahipti.

Parasal psikolojiden kaynaklı gelen mutluluk algısı daha çok dopamin etkisini güçlendirecek. Harcama alışkanlığına sahip bireyler başkalarına yardım etmekten hoşlananlar ve yaşama bir değer algısı ile yaklaşanlar için anlam ifade etmiştir. 

Paranın tek başına herhangi bir sağlıklı ilişki kurmada yeterli olmadığı bireyin gerçek hayatında istediği o tatmin seviyesine ulaşmakta zorluk yaşadığı dahi fark edilmiştir. İnsani duygusal ihtiyaçların yalnızca ekonomik refaha erişme ile karşılanmadığı fark edilmiştir.

Harcama Alışkanlıklarının Psikolojik Nedenleri

Harcama alışkanlıklarının paranın psikolojisi ile anlamak isteyenler nelere dikkat etmelidir? Bireysel harcama alışkanlığı üzerinden psikolojik eğilimler ölçülebilir sosyal yaşantıya etkisi daha net şekilde fark edilebilir.

Harcama alışkanlıklarının insanın gelir düzeyindeki değişimler ile çevresel faktörler ile değiştiği fark ediliyor. Satın alınan bir ürün veya hizmet insani kişilik özelliğini daha net şekilde görebilmeyi sağlıyor.

Bu sayede bireyin içinde bulunduğu sosyal yaşantı, statü veya değerleri de net şekilde gözlemlenebiliyor. Kısa süreli anlık bir tatmin yaşamak isteyenler sadece ödül ihtiyacını giderebilmek için dürtüsel harcamaya yönelir. 

Harcama alışkanlıklarının arka planında bir psikolojik sebepte tatminsizlikten kaynaklı yaşanan harcamalardır. Bir başka örneğe bakalım.

Aşırı biriktirme eğilimi bulunan bir kişinin davranışını anlamlandırabilmek için harcama alışkanlığını kontrol etmek ve arka plandaki psikolojik nedenleri gözlemlemek gerekiyor. Bu tarz kişilerin gelecekten gelen bir kalıplaşmış yargılara sahip olduğu söylenebilir.

Bu kişiler hayata daha çok güvensiz açıdan yaklaşırlar ve geleceğe dönük her zaman için kaygı duyarlar. Para psikolojisinin günlük hayatı içerisindeki en net ve somut örneğini bu tarz harcama alışkanlığı bulunan bireylerle incelemek mümkündür.

Paranın Psikolojisini Yönetmenin Yolları

Paranın psikolojisi yönetmenin yolları var mıdır? Para psikolojisine sağlıklı şekilde yönetmek isteyen bireyin duygusal açıdan olduğu kadar finansal açıdan da refahını göz önüne alması gerekir. Temelde bireyin kendi para alışkanlığını fark ederek yaşama yaklaşması ve bu bilinçle hareket etmesi gerekir.

Kazancını alışkanlığa çevirerek kendine has ve temellendirilmiş bir yatırım rutini oluşturulmalıdır. Böyle bir durumda kalanlar paranın psikolojisini yönetebilmek için ne yapabilir? Harcamaların düzenli olarak bir listesini çıkarmak gereksiz masraflardan uzaklaşmanın bir yolu olarak görülüyor.

Özellikle büyük alışveriş merkezlerinde kendini kaybedenler için daha temkinli hareket edilmesi öneriliyor.Duygusal açıdan oluşabilecek boşluktan kaynaklı harcamaya yönelmenin önemli olduğunu unutmamak gerekiyor.

Paranın psikolojisi yönetebilmek için bütçeleme yöntemlerine başvurulabilir. Finansal hedefe göre belirlenen kriterler doğrultusunda motivasyonu arttıracak ve başarı ihtimalini kuvvetlendirecek bir sürece girilebilir.

Uzmanların da önerdiği pratik bir yöntem bulunuyor. 50-30-20 yöntemi olarak adlandırılan bu teknikte kurallar geçerli oluyor. Gelir yönetiminde disiplini daha kontrollü hale getiren bu tarz teknikler aslında kişinin para üzerindeki gücünü daha net şekilde anlayabilmesini sağlıyor.

Finansal açıdan oluşacak istikrarsızlığı gidererek stresi azaltarak mutluluk seviyesini artırıcı bir destek sunacak bu yöntemler oldukça faydalı görülüyor.

Parasal Kararlar Alırken Psikolojik Tuzaklar

Parasal kararlar alırken birikim sürecini baltalayacak psikolojik tuzaklar bireyin zor durumda kalmasına sebep olabilir.

Parasal kararlar alırken psikolojik tuzaklara dikkat etmek isteyenler nelere karşı baş etmelidir? Parasal kararlar insanın yalnızca içinde bulunduğu an değil geçmiş deneyimlerinin de bir parçasıdır. Bu sebeple psikolojik tuzak kavramına burada yer vermek doğru olacaktır.

Hem zihinsel hem de duygusal açıdan geniş bir süreci kapsayan parasal kararlar aslında büyük kayıpların önüne geçebilmeyi kolaylaştırır. Yaşanan kayıpla beraber hissedilecek acı daha yoğun şekilde fark edilebilir. Peki bu durum ne gibi olumsuzluklara sebep olur?

Pek çok kişi durumun farkında dahi değil fakat bu duygu yatırımcının karda olanı herhangi bir yatırımına elinden hızlı çıkarmasına sebep olabilir ya da tam tersi zararda olan bir yatırımı uzun süre elinde tutabilir.

Sıklıkla karşılaşılan bir başka yanılgı ise batık maliyet duygu durumudur. Geçmişte yapılmış bir yanlış harcamadan kaynaklı olarak gerçekleşen bir mağduriyet türüdür. Kişi başlatmış olduğu proje ya da yatırıma sermaye ödemesi yaptığını düşünerek birikim sürecine devam edebilir.

Buradaki en büyük psikolojik yanılgı ise bireyin farkında olmadan bu davranışı kendi kararını bir neticesi olarak görmesidir. Tamamen özgür iradeye dayalı olarak karar aldığını sanan birey büyük yanılgı içerisindedir.

Deneylerle ispat edilmiş bir diğer önemli etki tepki durumu çerçeveleme tepkisidir. Bu kavramda öne çıkan detay bir kişiye aynı veriler aynı anda sunulsa dahi farklı biçimde yorumlayabilir. Bu durumda ki her kişinin vereceği tepki değişir, diyebilmektir.

Çerçeveleme etkisi ile birlikte parasal kararlar alınırken oluşabilecek kritik tuzaklardan birine düşülmüş olunabilir. Pek çok toplumda yaygın olarak görülen bir diğer inanç kalıbı sosyal kanıt tepkisidir.

Birey herkesin yapmış olduğu şeyin en doğru seçenek olduğunu düşünür belirtilen tüm bu yanılgılar sebebiyle birey kendisini parasal tuzak içinde bulabilir. Duygusal açıdan karar verme duygusu ile birlikte bir bocalama yaşayabilir. Peki bu duygu durumundan nasıl uzaklaşılabilir?

Birey böyle bir durumla karşılaştığında elindeki verileri kullanarak temellendirilmiş bir analiz alışkanlığı geliştirmelidir. Ancak bu sayede psikolojik tuzaklardan hızla kurtulabilir.

Paranın Psikolojisi Üzerine Bilimsel Araştırmalar

Paranın psikolojisi bilimsel araştırmalar

Paranın psikolojisi üzerinde bilimsel pek çok araştırmaya konu olmuş etkileri bulunur. Özellikle son 20 yıllık süreçte davranışsal ekonominin temelini oluşturulmuştur.

Pozitif psikoloji gibi farklı disiplinlerin gelişim sürecine dahil edilen bir kavramdır. Davranışsal ekonomi çalışmaları burada sürece daha bilişsel ve sistematik olarak yaklaşabilmeyi mümkün hale getirir.

Birey farkında olmadan beklenti teorisine girerek kazanç ve kayıplar üzerinde ne tepki vereceğine şaşırabilir. İlginç olan ise beklenti karşılanmadığında kazanç her ne kadar çok yüksek olsa da bireyin kayıplara yönelerek bu süreci kendi içerisinde tamamlanması ihtiyacını verir. 

Oldukça ilgi çekici bir deney yapıldı. Bu deneyde bireyin para kazanma alışkanlığı ile kayıplar arasındaki etki ve tepkinin net olarak anlaşılması hedeflendi.

Manyetik rezonans görüntüleme cihazı ile yapılan çalışmalarda düzenli olarak para kazanan bir kişi maddi açıdan fırsat olarak değerlendirebileceği bir ek kazanç ile karşılaştığında vücudun belirli bölgelerinde yoğun bir aktivasyon süreci başlıyor.

Bununla birlikte ilginç bir sonuç da ortaya çıkıyor. Belirtilen kavram kadar etkili olan kayıplardır. Maddi kayıp durumunda daha farklı ve güçlü bir tepkime oluşturuyor. Bu stres tepkisi maddi bir fırsatla karşılaşıldığında hareket haline geçen bölgede daha derin şekilde hissediliyor.

Sosyal psikoloji alanında belirli dönemlerde yapılan deneyler paranın psikoloji üzerindeki etkilerini daha net anlayabilmeyi sağlamıştır. Özellikle bireylerin öznel mutluluğa erişebildikleri derecede kendilerini maddi açıdan sınırsız hissettikleri fark edilmiştir.

Muhtaç kişilere yardımda bulunmak, bağış yapmak, sosyal bir amaca hizmet edebilmek amacıyla kazandığı parayı harcayanlar ancak yaşamlarında istedikleri tatmin duygusuna ulaşabiliyor. 

Harvard Üniversitesi’nde Aknin, Dunn ve Nortonun ortaklaşa olarak yürütmüş olduğu çalışmanın neticesi aslında bizlere paranın psikolojisi üzerinde temel dinamikleri daha rahat anlayabilmeyi sağlıyor.

Bireyler yaşamları boyunca başkalarına yardım ederek ya da bağışta bulunarak yaptıkları harcamaları kendilerine yaptıkları harcamaları tercih edebiliyor.

Dışarıya karşı yaptıkları harcamaların aynı miktarını kendi hayatları için yaptıklarında elde ettikleri hazzın daha düşük olduğu fark edilmiştir. Öznel mutluluğu aslında başkalarına maddi yardım yaparak buldukları fark edilmiştir.

Bu sebeple şu sonuca varılıyor; belirli bir gelir seviyesinden sonra kişi doygunluğa ulaşıyor ve o seviyeye aşıldığı anda mutluluk artışı başlıyor. Paranın nereye ve nasıl harcandığını verilecek yanıt bu süreçte kişinin mutluluk seviyesini belirliyor.

Paranın Psikolojisi İle Finansal Planlama Stratejileri

Paranın psikolojisi finansal planlamada nasıl stratejiler geliştirilebilir? Bu sürece sadece sayılar konusundan yaklaşmamak gerekir.

Yatırım araçlarının teknik açıdan nasıl kullanıldığını bilebilmekte önemlidir. Bu sebeple bireyin tüm süreçte algısını kuvvetlendirecek bir eğitim temeline sahip olması önerilir.

Risk algısı başta olmak üzere yapılan harcama alışkanlıkları bu süreçte finansal planlamanın bir parçasıdır. Paranın psikolojisini net olarak anlamak isteyenler uygulanabilir stratejiler geliştirmelidir. Birey kendinin gelebileceği en yüksek risk seviyesini göz önüne alarak işlem yapmalıdır. 

Maddi kayıplara karşı büyük zafiyet gösterenler orada daha çok zorluk çekebilir. Bir sonraki aşamada bireyin harcama alışkanlıklarına göz atması gerekiyor. Her zaman için liste dışı gizli harcamalardan uzak durulması öneriliyor.

Sonuç olarak şunu rahatlıkla söylenebilir; para tek başına mutlu etmeyi sağlayacak bir kaynak değildir. Fakat yaşamın daha dengeli şekilde sürdürülebilmesi için oldukça elzemdir.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,

Anıl UZUN