Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi Ve Stratejileri

Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi son derece kritik ve önemli bir süreçtir. Çünkü son derece hassas yönetilmeli, tehlikelere maruz kalmamalıdır.

Kısa Açıklama : Kriz dönemleri, finans sektöründe aktif olan pek çok kişinin zaman zaman karşılaştığı durumlar arasında bulunur. Bu zamanlarda finansal belirsizlikte artış ve piyasalarda dalgalanmalar meydana gelir. 

Hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da yaşanan belirsizlik ise hem bireysel yatırımcıları hem de şirketleri yoğun bir şekilde etkiler. Kriz dönemlerinde finansal risk yönetimi, durumdan etkilenmemek için oldukça kritiktir.

Sağlam ve sağlıklı bir risk yönetiminin olmaması demek en açık ifadeyle varlıkların hızla eriyebileceği anlamına gelir. Şunu da söyleyebilirim ki ilk etapta nakit akışı durur sonrasında ise toparlanma süreci yıllar alabilir.

Bugün sizlere kriz anlarında uygulayabileceğiniz temel risk yönetimi adımlarından ve stratejilerinden bahsedeceğim. Bu bilgiler ışığında en beklenmedik anlarda dahi profesyonel bir yol izleyebilirsiniz.

Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi Neden Önemlidir?

Kriz dönemlerinde finansal risk yönetimi neden önemlidir

Belirsizlik anları eşittir kriz demektir. En güçlü görünen sektörler ve büyük şirketler dahi öngörülemez anlarda ciddi finansal kayıplarla karşı karşıya kalabilir. Bu yüzden kriz dönemlerinde izlenen risk yönetimi; bireysel yatırımcıları, orta ve büyük ölçekli şirketleri de ilgilendirir.

Yatırımcılar, en büyük kayıplarını bu belirsiz dönemlerde yaşarlar. Finansal risk yönetimi ise bir nevi koruma kalkanıdır.

İnce ince işlenen ve her bir detayı ayrıca düşünülen bu alanda pek çok stratejiden söz edilebilir. Çünkü bilinçsiz bir şekilde yapılan risk yönetimi de istenmeyen sonuçlar doğurur.

Kriz dönemlerinde finansal risk yönetimi stratejilerini eksiksiz bir şekilde uygulayan yatırımcılar, likidite krizi yaşamaz, maddi kayıplarla karşılaşma olasılığını düşürür ve varlıklarını koruyabilirler. 

Fakat bu durumu sadece elde olan maddi gücü korumak için izlenen bir yol olarak ifade etmek doğru olmayacaktır. Çünkü finansal risk yönetimi aynı zamanda potansiyel kazançları yükseltmek ve fırsatları değerlendirmek için de son derece önemli bir yere sahiptir. 

Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi İçin Temel Adımlar

Riskin yüksek, dalgalanmaların ise fazla olduğu dönemlerde yapmanız gereken ilk şeyin paniğe kapılmamak olduğunu söyleyebilirim.

Kulağa her ne kadar basit bir tavsiye olarak geliyor olsa da biliyorum ki bu, zannedildiğinden daha zor. Fakat, paniğe kapılmak birçok riski gözardı etmenize neden olabilir.

Duygusal kararların açacağı zararlardan korunmak için ilk önce paniğe kapılmamanız sonrasında da sağlam bir yol haritası çizmeniz önemli. Peki, kriz dönemlerinde finansal risk yönetimi için izleyebileceğiniz temel adımlar nelerdir? Şimdi onlara bakalım.

Kriz Dönemlerinde Risk Yönetimi İçin Temel Adımlar

  1. İlk önce riski net bir şekilde tanımlamanız önemli. Portföyünüzde hangi varlıklar yoğunluklu, hangileri finansal krizlere karşı daha dayanıklı bunu iyi bir şekilde analiz etmelisiniz. Döviz, hisse senedi, emtia gibi yatırım araçlarının kriz dönemlerindeki hareketlerini takip ederek en çok hangilerinin risk altında olduğunu anlayabilirsiniz.
  2. İkinci adımda en kötü senaryoları analiz etmenizi önerilir. Bu pek çok şirketin izlediği yollardan biridir. Nasıl ki en iyi kazanç ihtimalleri hesaplanıyorsa işler tam tersine döndüğünde yaşanabilecek ihtimaller de göz önünde bulundurulmalı. Kendinize piyasalar ters yönde giderse ne gibi sonuçlar yaşanır, bu süreçte şirketim ayakta kalabilir mi gibi temel soruları yönlendirebilirsiniz. Ortaya çıkan senaryoda ise B planı oluşturarak sürece hazırlık yapabilirsiniz.
  3. Risk yönetimi yapmanın en önemli adımlarından biri de çeşitliliktir. En basit ifadeyle elinizde sadece elma varsa birkaç aylık süreçte insanların elmaya hiçbir talebin olmaması sizi olumsuz etkiler. Fakat elinizde talebin olabileceği ekstra çilek ve erik bulundurursanız maddi kaybınızı bir noktada azaltabilirsiniz. Bu yatırım araçları için de geçerli bir kuraldır. Sepetinizdekileri çeşitlendirerek dengeli bir dağılım yapabilir ve riski azaltabilirsiniz.
  4. Borç yönetimi de önemli bir adımdır. Yüksek faizli kredilerden uzak durmak olası bir olumsuzlukta korunmanızı sağlar. Çünkü birkaç ay boyunca yapamayacağınız ödemeler ileride daha büyük borçların doğmasına neden olabilir.

Bu adımları izleyerek bir noktada kendinizi kriz anlarından korumanız mümkün. Fakat sektörünüze, işyeri kapasitenize ve mevcut varlığınıza göre ekstra teknikler geliştirebilirsiniz.

Şirketler Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi Nasıl Sağlar?

Her sektör zaman zaman çeşitli sınavlardan geçer. Kriz dönemleri de şirketlerin finansal olarak dayanıklılığının test edildiği sınavlardan biri olarak açıklanabilir.

Bu dönemde uygun stratejileri izleyerek ayakta kalmayı başaran şirketler yalnızca maddi olanaklarıyla değil, seçtikleri stratejilerle de ön plana çıkarlar. Başarılı ve olumsuz koşullarda ayakta kalabilen şirketlerde yönetim becerisi üst düzeydedir.

Adaptasyon kabiliyeti yüksek olan bu şirketler, risk anlarında nakit akışını anında kontrol altında tutar. Gelirin normale oranla düştüğü, giderin ise arttığı bu dönemde sağlıklı harcamalar olmadan faaliyetleri yürütmenin imkansız olduğunu söyleyebilirim.

Bu yüzden likit varlıkların artırılması ve gereksiz harcamalar kısılarak aciliyeti olmayan yatırımların ertelenmesi kritiktir. Tüm bunların yanı sıra borç yapılarını da gözden geçirirler. Kısa vadeli ve yüksek faizli borçlar, kriz anlarında baskının artmasını sağlar.

Özellikle geciken ödemeler ise borç yükünü artırarak krizin yükselmesine neden olur. Paniğe kapılmayan ve en iyi stratejiyi izleyen şirketler  ise bu anlarda uzun vadeli kredilere ve yapılandırmaya başvurur. Hedging stratejileri de bu sürecin önemli bir bölümünü kapsar.

Kriz dönemlerinde emtia, faiz ve döviz riskleri daha da belirginleşir. Bu risklerden etkilenmek istemeyen şirketler korunma araçlarına başvurur. Özellikle döviz geliriyle gideri farklı para birimine bağlı olan şirketler için kur farkı şirketleri iflasa dahi sürükleyebilir.

Bu durumda küçük ve büyük ölçekli şirketlerin de bireysel yatırımcılarında kur sabitlemesine başvurulabileceğini söylemek mümkün. Aynı zamanda faiz swapları ve sabit ödeme planları da tercih edilebilir. 

KOBİ’ler İçin Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi Yöntemleri

KOBİ’lerin kriz anlarında riske karşı dirençleri daha azdır. Bu yüzden risk yönetimi stratejileri KOBİ’ler için hayati bir önem taşır. En ufak bir maddi hasar, ciddi sonuçlar doğurabilir.

Tedarik zincirindeki aksaklıkların ve ardından yaşanan müşteri kaybı sonucunda finansal bir çöküşle karşılaşmamak imkan dahilinde olmayacaktır. Bu nedenle özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler risk yönetiminde şu adımları izleyebilirler:

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin risk yönetiminde izleyecekleri adımlar

  1. Nakit akışının takibi göz önünde bulundurulması gereken ilk adımdır. Günlük olarak harcamalar izlenmeli ve dijital abonelikler de dahil olmak üzere her bir detay incelenmelidir. Bu durum aslında küçük gibi görünen ancak bir araya geldiğinde ciddi meblağlara ulaşan tutarları görmek için kritiktir.
  2. Google Sheets ve AppScript gibi entegrasyonlarla anlık likidite görünürlüğüne ulaşılabilir. 
  3. Eğer bir ürün pazarlanıyorsa tedarikçilerle alternatif ödeme yöntemleri üzerine konuşulabilir. Bunu en genel ifadeyle şu şekilde açıklayabilirim, örneğin barter adı verilen ürün takası yöntemiyle ödeme gerçekleştirilebilir. Veyahut vade anlaşması yapılabilir. 
  4. Yalnızca satışı gerçekleştirilen ürünler ya da harcamalara dikkat etmek riski azaltsa da tek başına yeterli değildir. Müşteri risk skoru oluşturarak ödeme performansına göre ayrım yapılabilir. Ödemesini geciktiren müşterilere karşı önlem almak maddi açıdan bir miktar güvence sağlar.
  5. Ana faaliyetlerin yanı sıra ikincil gelir kapısı üretmek de KOBİ’ler için önemli bir alternatiftir. Örneğin bir tekstil firması işletiliyorsa üretim fazlası ürünler toptan satış yoluyla maddi kazanca dönüştürülebilir. Eğer bir deneyimin pazarlaması yapılıyorsa bu durumda danışmanlık hizmeti de ekstra gelir kapısı olabilir.
  6. Mikro finansal modelleme de risk yönetimi adımları arasında bulunur. İyi ya da kötü tüm senaryolar için finansal esneklik payının olup olmadığına bakmak gerekir. Gerçekleştirilen bu analiz, kriz anlarına ne kadar süre dayanabileceğinizi gösterir.

Son olarak şunu da eklemek isterim ki KOBİ’ler yerel ve bölgesel teşviklerden yararlanabilirler. Vergi erteleme, kredi destekleri ve SGK indirimi bu süreci daha rahat atlatmalarına yardımcı olabilir. Fakat şartların özenle incelenmesi ve seçimlerin kurallara uygun şekilde yapılması önemlidir.

Bireysel Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi Stratejileri

Kriz dönemlerinde finansal risk yönetimi stratejileri

Ekonomik krizler yalnızca büyük ve orta ölçekli şirketleri ilgilendirmez. Bireysel yatırımcılar da kriz dönemlerinden büyük oranda etkilenebilirler.

Bu noktada bir detaya dikkat çekmek isterim ki pek çok kişi finansal sorunlara kriz çıktıktan sonra tepki gösterir. Zamansız gösterilen tepki ve aksiyon ise ne yazık ki istenen sonuca ulaşmak için yeterli olmayabilir.

Oysaki asıl yapılması gereken daha problem çıkmadan önlem almaktır. Bireysel kriz dönemlerinde finansal risk yönetimi yapmak için şu adımlar izlenebilir:

    1. Harcamaları detaylandırabilirsiniz. Almak istedikleriniz ya da yapmak istediğiniz yatırımlar bir istek mi yoksa ihtiyaç mı? Bu soruya vereceğiniz yanıt tasarrufun ilk adımı olacaktır.
    2. Sabit giderlerinizi gözden geçilmeniz de bir diğer kritik noktadır. Dijital abonelikler, faturalar veyahut kira ödemelerinde iyileştirmeler yapabilirsiniz. Zorunlu ve ihtiyaç olmayan aboneliklerden vazgeçerek giderlerinizin bir miktar azalmasını sağlamanız mümkün.
    3. Acil durum fonu bu noktada son derece elzemdir. En azından 3 ila 6 ay boyunca temel ihtiyaçları karşılayacak kadar sermayeye sahip olmak kriz anlarında panik olmayı engeller.  

Tüm bunların yanı sıra geliri artırmanın yollarına da başvurulabilir. Ek gelirler her zaman kurtarıcı rol üstlenir. Ek işler, serbest çalışmalar ve ekstra olarak yapılabilecek satışlar en azından temel ihtiyaçların karşılanmasına yardımcı olur.

Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi Ve Likidite Planlaması

Finansal açıdan dalgalanmaların olduğu dönemlerde ayakta kalmanın belki de en önemli unsuru likiditeyi korumaktır. Nakit akışı tıkanırsa hareket özgürlüğü kısıtlanır ve iş aksar. Sektör fark etmeksizin krizin daha da büyümesini sağlayan bu duruma karşı önlem almak şarttır.

Kriz dönemlerinde finansal risk yönetiminde izlenebilecek ilk adım nakit varlıkları incelemektir. Hangisinin ne zaman kullanılabileceği, kısa süreli borçlar ve tahsilatların durumunu planlamak sağlıklı bir yol izlemek için önemlidir.

Bunun yanı sıra hiçbir gelir elde etmeden nakit varlıklarla ne kadar süre faaliyette bulunulabileceği de önemli bir faktördür. Çünkü krizin ne kadar süreceği ve ne oranda etkilenileceği öngörülemez. 

Nakite dönüştürülebilecek olan stokların, alacakların ve  fazla ekipmanların değerlendirilmesi de likidite üzerinde etkilidir. Gereksiz harcamaları kısıtlayarak ve likiditeyi planlayarak kriz dönemini minimum hasarla atlatmak mümkün olabilir. 

Bu aşamada şunu unutmamalısınız ki kriz döneminde amaç kâr elde etmek değil, nakitte kalabilmek önemlidir. Çünkü bu süreçte fırsatları değerlendirmenin yolu nakit paradan geçer.

Finansal Risk Yönetiminde Dijital Araçların Rolü

Risk yönetimi yaparken doğru kararlar almak kadar hızlı olmak da önemlidir. Bu aşamada yalnızca defter kalemle yapılan planlar tahmin edersiniz ki yeterli gelmeyebilir. Çağımızın gereğince dijital araçlardan da yararlanarak daha net bir yol izlenebilir.

  • Finansal durumları analiz eden yazılımlar, mevcut gelirinizi giderinizi ve piyasadaki konumunuzu gösterir. Böylece kâr-zarar tablonuzu ve ne durumda olduğunuzu dakikalar içinde anlayabilirsiniz. 
  • Nakit akış simülasyonlarını gerçekleştiren platformlar ve yapay zeka destekli risk araçları da son yıllarda kriz yönetiminde aktif olarak kullanılıyor. Kulağa şu an için her ne kadar tanıdık gelmese de tüm olasılıkları değerlendirebilen bu araçlar, belirsiz bir süreçte en doğru yoldan ilerlemenize yardımcı olabilir.
  • ERP sistemleri ve gösterge panelleri d gelir-gider dengesinin anlık olarak izlenmesi için kullanılabilir.

Sizler de bu gibi araçları kullanarak bir noktada işinizi kolaylaştırabilirsiniz. Çünkü her ne kadar kolay gibi görünse de panik olma ihtimalinin yükseldiği anlarda kusursuz adımlar atmak zordur.

Uzun Vadeli Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi Planları

Ne kadar süreceği belirsiz olan ve 6 ayı geçen kriz dönemlerini uzun vade olarak tanımlayabiliriz. Ne yazık ki kriz yaşandığında bu durumun anlık olduğunu düşünen pek çok kişi ve firmayla karşılaşmak mümkün.

Bu yüzden kısa veya uzun vadeli kriz dönemlerinde uygun yönetim planlarını yapmak gerekiyor. Uzun vadeli kriz dönemlerinde izlenen stratejilerde senaryo bazlı finansal planlama yapılabilir. Bu durumda pek çok senaryo oluşturulur.

Örneğin ‘Kazancım %50 düşerse ne olur?’ ya da ‘Ürün maliyetleri %30 artarsa ne yapabilirim’ gibi  çeşitli senaryoları düşünerek bir aksiyon planı oluşturabilirsiniz.

2 ila 5 sene özelinde borç durumunu gözeterek uzun vadeli borç planlaması da yapabilirsiniz. Bu noktada değişken faizli kredileri, döviz borçlarını ve kısa vadeli ödemeleri göz önünde bulundurmanızı öneririm.

Uzun vadeli kriz dönemlerinde yeniden vadelendirme gibi yollara başvurabilirsiniz. Böylece ödemeleriniz sıkışmaz ve maddi açıdan biraz daha rahat hareket edebilirsiniz. 

Dikkat etmeniz gereken bir diğer konu ise sermayenizin dayanıklılığı olacaktır. Uzun vadeli krizlerde doğru yatırımlar yapmanız ve riskleri dengeleyerek ilerlemeniz önemli. Bu noktada elinizde nakit bulundurarak fırsatları kolayca yakalayacağınız planlara da yönelebilirsiniz.

Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetiminde Yaygın Hatalar

Finansal risk yönetiminde yaygın hatalar

İstenmeyen ve beklenmeyen durumlarda telaşlı bir şekilde hareket etmek yanlış kararlar almaya neden olur. Özellikle şunu söyleyebilirim ki iş dünyası bu kararları kolaylıkla tolere etmez. Bu durum ne yazık ki ciddi maddi kayıplara neden olur.

Çoğu kişi göz önünde bulundurmuyor olsa da yalnızca kâra odaklanmak yatırımcıların yaptığı en büyük yanlışlardan bir tanesi. Ne yazık ki hiçbir firma kriz anında yalnızca kâr etmeyi düşünerek soruna karşı koyamaz.

Bu durum zaman içinde nakit akışının gözden kaçmasına neden olabilir ve likidite krizinin kapılarını aralar. Sonrasında ise tahmin edileceği üzere maddi problemlerin boyutu artar.

Sıklıkla yapılan bir başka hata ise giderleri ayarlamadan gelirin artışını sağlamaya çalışmaktır. Kriz dönemlerinde gelir artırmaya çalışmak yerine eldeki kaynakları korumak öncelikli olmalıdır.

Hiçbir veriya dayandırmadan sadece duygusal olarak düşünerek hareket etmek ise gözden kaçan ama etkisi çok büyük olan hatalardan bir tanesidir. Ne yazık ki sezgilere göre ilerleyemeyecek olan bu süreçte finansal analizlerin yeri kritiktir.

Kriz Dönemlerinde Finansal Risk Yönetimi İçin Uzman Tavsiyeleri

Uzmanından bir tavsiye almak istiyorsanız size son olarak birkaç şey daha söylemek isterim. Bu gibi olumsuz bir süreci atlatmak için en az 3 ila 6 ayınızı rahatlıkla geçirebileceğiniz bir nakde sahip olduğunuzdan emin olun. Elinizdeki nakit para bir nevi garantiniz olacaktır.

En kötü ihtimalleri düşünün. Daha iyisinin yaşanması işinize gelecekken kötü bir senaryoda ne yapmanız gerektiği bilmeniz ise sizi büyük ölçüde rahatlatacaktır.

Dijital araçlardan destek almayı unutmayın. Farazi rakamlar ve üstünkörü yapılan hesaplamalar sizi yanıltabilir. Dijital çağın meyvelerinden yararlanmayı unutmayın.

Eğer tüm bunlar yeterli gelmiyorsa bir uzmana danışarak finansal danışmanlık alabilirsin. Senin o an için göremediğini bir başkası görebilir ve senin yolunu aydınlatacak olan o ışığı tutabilir.

Warren Buffet’in şu sözünü de hatırlatmak isterim: ‘Risk, ne yaptığını bilmediğinde ortaya çıkar’ eğer ki bir B planın varsa ve nasıl ilerlemen gerektiğini biliyorsan yaşanabilecek tüm olumsuzlukları atlatmanın bir yolu vardır.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,

Anıl UZUN