Yatırımda Vergilendirme Ve Hukuki Aspektler: Bilmeniz Gerekenler
Düzenli ve kaliteli bir yatırım portföyüne sahip olmak isteyenlerin gözden kaçırdığı en önemli konu yatırımda vergilendirme sürecidir. Hukuki olarak bir yatırımcının bilmesi gereken bazı püf noktalar bulunur.
Borsa kazancından veya hisse senedi satış gelirinden de vergi alınıyor. Pek çok yatırımcı bunun farkında bile değil. Borsa hisse senedinden elde edilen gelirler stopaj üzerinden vergiye tabi tutuluyor.
Özellikle kurumlar vergisi mükellefleri ile yatırım teşvik belgesine bağlı yatırımlardan bir kısım alınırken; tamamının işletilmesi ile birlikte hesap döneminden itibaren elde edilen kazançlar üzerinden vergi alımı da yapılıyor.
Belirli durumlarda indirimli kullanım fırsatı da bulunuyor. Kurumsal yatırımlar ve bireysel yatırımlarda fon alımlarında vergiden muaf nasıl olunur? Birkaç yıl önce değişen yasa ile tüm yatırım fonlarından vergi alınmasına karar verildi ancak biri istisna olarak kabul edildi.
Girişim sermayesi yatırım fonları bu grubun dışında tutuldu. Yatırım yaparken hukuki olarak sürece yaklaşmak ve ileride oluşabilecek olumsuzlukları önleyebilmek için vergi konusuna dikkat etmek gerekiyor.
Yatırımdan elde edilen 4 farklı vergi alanı bulunuyor:
→ Gelir vergisi
→ Kurumlar vergisi
→ Sermaye kazancı vergisi
→ Stopaj vergisi
Yatırım değer kazandıkça kazanç üzerinden gayrimenkul veya hisse senedi olması fark etmeksizin sermaye kazancı vergisi alınıyor. Bireysel olarak yapılan yatırımlardan da gelir vergisi devlet tarafından otomatik olarak düzenli zamanlarda talep ediliyor. Stopaj vergisi daha çok temettü ya da faiz getirilerinden kesilen vergi olarak biliniyor.
Bu konuda en çok merak edilen yatırımda vergilendirme muafiyeti nasıl elde edilir? Vergi istisnası ya da vergi muafiyeti kanunlarda belirtilen istisna durumlarda kullanılabilen bir yöntemdir.
Bazen bireysel kazanç vergiden muaf tutulurken bazen de kurumsal kazançta yatırımın bir kısmı veya tamamı vergiden muaf hale getirilebilir. Bu açıdan düzenli olarak hukuksal yönünü takip etmek önemlidir.
Yatırımda vergilendirme ve hukuk kurallarını bilmeyen bir yatırımcının karşılaşabileceği farklı yaptırımlar bulunur. Bu durum var olan portföyü zarara uğratırken kişinin maddi kayıplar yaşamasına da sebep olacaktır.
Vergi cezasından kaynaklı olarak güncel riskleri ortadan kaldırmayı sağlayacak bu dikkat var olan geliri optimize edebilmeyi de sağlar. Güncel politika üzerinden konuyu ele aldığımızda en yaygın yatırım araçlarının nasıl vergilendirildiğini bilmek süreci daha net şekilde gözlemlemeyi sağlar.
Hisse senedi yatırımı yapacak bir kişi uzun vadeli kazançlarda muafiyet fırsatının aksine %10 stopaj vergi ödemesi yapmalıdır. Gayrimenkul alımlarında ise 5 yıllık süre boyunca vergisi takip edilmelidir.
Satış kazancı 5 yılın ardından vergiden muaf şeklinde güncellenir. Mevduat faizlerinde uygulanan vergi TL’de %5 ile %15 arasında değişirken, döviz kurunda %18’e kadar ulaşıyor.
Burada önemli olan kripto para ve benzeri yatırım araçlarındaki yasal sürecin daha yakından takip edildiğini unutmamaktır. Transfer işlemlerinde raporlama istenebilir. Bazı durumlarda vergi beyanı talep edilebilir.
Yatırım Vergileri Nelerdir ve Nasıl Yönetilir?
Yatırımda vergilendirme ve nasıl yönetildiği ileriye dönük birikim planı yapanların dikkat etmesi gereken bir konudur. Yatırım vergileri kendi içerisinde farklı gruplara ayrılır. Genellikle faiz getirilerinden ve pasif sermaye adı verilen gayrimenkul gelirlerinden gelir vergisi alınır.
Hisse senedi satışından elde edilen kazanç ise sermaye kazancı vergisine tabidir. Şirketin elde ettiği kar üzerinden alınan vergi kurumsal vergidir. Tüm bu süreçte vergilerin yönetilmesi için belirli bir planlama yapılması önemlidir. Vergi sistemi yılın belirli zamanlarında aktif hale getirilen ve o dönemde ödenmesi gereken bir usule sahiptir.
Bu sebeple zamanlamayı doğru yapabilmek vergi borcunu geciktirmeden cezaya düşmesini engel olabilmek için ödenmesi gereken zaman dilimini düzenli olarak kaydetmek ve takip etmek gerekir.
Uzun vadeli yatırımlardan daha küçük sermaye kazancı elde edilir. Yatırımda vergilendirme araçları seçilirken bu detaya da dikkat edilebilir.
Ticaret hayatı bulunan bir kişinin gözden kaçırmaması gereken vergi detayı yönetim konusunda probleme sebep olabilir. Bu durumda aşılamayacak bir hal aldığı anda kanunsal olarak yaptırımlara maruz kalmamak için vergi danışmanlarından destek alınabilir.
Kısa yoldan sıkıntısız bir süreç geçirmek isteyenler vergi beyan sistemini kullanabilir. Tüm gelirlerini ve kazançlarını eksiksiz şekilde beyan edebilir.
Bu sayede vergi cezasının önüne geçilebilir. Vergi ödeyen vatandaşın veya kurumsal bir şirketin bilmesi gereken vergi avantajları da bulunur. Bazı dönemlerde indirimler ya da muafiyetler gündeme getirilebilir.
Vergi planlaması yapılırken avantajları ve dezavantajları göz önüne almak, özellikle süreleri doğru şekilde değerlendirmek gerekir. Emeklilik fonlarında, uzun vadeli hisse yatırımlarında veya devletin sunmuş olduğu tahvil piyasalarında vergi avantajları bulunuyor mu? sorusunun yanıtı aranmalıdır.
Bu süreçte stopaj yoluna başvuranlar vergilendirme yaptığında ek beyan vermeden süreci yürütebilir. Yurt dışından elde edilen kazançlarda ise yıllık bir beyanname verme zorunluluğu bulunmaktadır. Yatırımların süreleri de burada önemlidir.
Gayrimenkul gibi yatırımda vergilendirme avantaj elde edebilmek için en az 5 yıl boyunca elde tutmak gerekir. Tüm bu süreçte düzen oldukça önemlidir.
Vergi planlaması sürecinde tüm dokümanların saklanması, banka belgelerinin takibinin yapılması, alım satım tarihlerinin de yer aldığı belgelerin kayıtlarının tutulması gerekir.
Vergi risklerinden tam olarak uzak durabilmek için beyana tabi olması gereken gelirlerinin her yıl sonunda yeniden gözden geçirilmesi ve takibinin yapılması önemlidir. Vergi takvimi geçirildiği anda farklı cezai yaptırımlarla karşılaşılabilir.
Vergi Avantajları ve Muafiyetler Nelerdir?
Sürekli olarak dile getirilen vergi ödeyen bireysel yatırımcı veya kurumsal şirketlerin merak ettiği vergi avantajları nelerdir? Bazı durumlarda vergi muafiyeti uygulaması öne çıkar. Peki yapılan yatırımdan nasıl yatırımda vergilendirme muafiyeti alınabilir?
Uzun vadeli olarak adlandırılan sermayelerden vergi istisnası kazancı sağlanabilir. Bu durum bazı ülkelerde avantaj olarak öne çıkar. Küçük vergi oranları ile uzun vadeli yatırımın vergi istisnasından faydalanması sağlanabilir. Şartlar yerine getirildiğinde iskonto ya da vergi indirimi de kullanılabilir.
Genellikle yenilenebilir enerji projeleri buna örnek olarak verilebilir. Devletin desteklediği toplumun yararına olan bazı faaliyetlerde istisna kapsamında değerlendirilebilir. Ar-Ge faaliyetleri buna bir örnektir. Emeklilik için açılmış olan birikim hesapları üzerinden vergi avantajı elde edilebilir.
Genelde bireysel emeklilik hesaplarında elde edilen gelir vergi matrahından düşürecek bir sistem uygulanır. Hangi durumlarda vergi muafiyeti oluşur? Eğitim ya da burs ödemeleri ile belediyelerin tahvilleri vergi muafiyetine tabidir. Devletin vatandaşa sunduğu hibeler de vergiden muaftır.
Hayır kurumları ve vakıfların yaptığı bağışlar belirli bir limite kadar ya da tamamen vergiden muaf tutulur. Bazı bölgelerde tarımsal faaliyetlerin desteklenmesi adına arazilerden ek vergi alınmaz. Amerika gibi ülkelerde ilk konutunda en az 2 yıl oturan bir kişi belirli bir miktar vergiden muaf hale gelir.
Devletin bölgesel olarak ticareti desteklediği ve yatırımı teşvik ettiği alanlarda da vergi muafiyeti öne çıkar. Sonuç olarak ortada bulunan yatırımdan vergi avantajı elde edebilmek için çeşitli yollar bulunduğu söylenebilir.
Yüksek bütçeli gelire sahip olan kişilerin bilmesi gereken bu detaylar vergi indiriminden veya tamamen yatırımda vergilendirme muafiyetinden faydalanabilmek için önemlidir.
Düzenli vergi planlaması yaparak bu süreç takip edilebilir uzun vadeli yatırımlara odaklanan kişilerin daha az vergi ödediği de bilinir. Emeklilik hesapları, hayır ve yardım kuruluşları, hibe ve destek ödemeleri gibi farklı alanlarda kullanılan yatırımlar da vergiden muaftır.
Türkiye’de yapılacak yatırımlardan elde edilecek avantajlar kadar uluslararası yatırımda vergilendirme elde edilecek avantajlar da oldukça önemlidir. Bu konuyu biraz daha detaylandırdığımızda özellikle uluslararası yatırımlarda çifte vergilendirmeyi önleyecek bazı anlaşmalar bulunur.
Bu sayede farklı bir ülke ile Türkiye arasında bir anlaşma bulunuyorsa aynı gelir grubundan iki kez çifte vergi ödemesi yapılmaz. Konuya daha farklı bir perspektiften yaklaşalım.
Tüm yasal süreçleri göz önüne alarak bir şirket kuran şahıs yatırımını düşük vergili ülkede değerlendirebilir. Bu bir vergi kaçırması değil vergi planlaması yolu ile gerçekleşmelidir. Her zaman için şeffaflık ve uyum çerçevesinde sürecin yürütülmesi beklenir.
Kişisel harcamalarda gelir vergisi matrahtan indirilebilir. Özellikle bağış ve yardım ödemeleri özel sağlık uygulaması, eğitim ve sağlık alanında yapılacak olan belgelendirilmiş harcamalarda bu gruba girer.
Yatırım Hukuku ve Düzenlemeler Nedir?
Yatırım hukuku ve düzenlemeler konusu tamamen hukuksal bir sürece dayanır. Yatırımcının hakkını koruyan tamamen şeffaf ve güvenilir bir sistem oluşturabilmek için yapılan tüm yasal düzenlemeler yatırım hukuku kavramı içerisinde yer alır.
Hem içinde bulunan ülkede hem de uluslararası pozisyonda geçerli olan tüm bu düzenlemeler, temelde mağduriyetleri önleyebilmek yatırımcının hakkını korumak ve süreci sağlıklı bir şekilde yönetebilmek amacıyla önemli görülür.
Hem bireyi hem de kurumları ilgilendiren belge hukuku kavramı gelir üzerinden yatırımda vergilendirme düzenlemelerini içerir. Sermaye veya gelir kurumlar vergisi bu hukukun ana kapsamında yer alır. Yatırım hukuku ve düzenlemeleri kapsama içinde yer alan en önemli madde yatırım fonlarıdır.
Gayrimenkul alım satımı yapanlar, bu konuda ortaklığı bulunanların hakkını koruyan ve süreci düzenleyen bir hukuksal metottur. Yatırım hukukunun ve düzenlemelerin en büyük avantajı bireyin veya kurumun piyasada eşit bir şekilde hizmet sunabilmesini sağlamak, yatırımcının hakkını korumak, ileride oluşabilecek tüm haksız uygulamalara karşı bir yasal düzenleme var edebilmek için kıymetlidir.
Ticarette herhangi bir dolandırıcılığın yaşanmaması ve bilginin tamamen her kurumsal firma tarafından erişilebilir pozisyonda olması için önemlidir. Bu durum dolaylı yoldan piyasalarda oluşan güveni de arttırıcı bir rol oynar.
Yatırımcıyı koruyarak daha adil ve şeffaf şekilde piyasaları işletebilmek için yatırım hukukunu yakından tanımak gerekir. Yatırım oranı üzerinde istikrarı elde edebilmek ve uluslararası yatırımlarda avantaj elde edebilmek için de bu süreci sağlıklı şekilde yönetmek gerekir.
Yatırımları düzenleyici temelli hukuki alanlara baktığımızda ticari finansal uluslararası hukuk kavramları öne çıkıyor. Türkiye’deki kurumlara baktığımızda SPK ilk başta geliyor. Hisseleri fonları ve borsaları Sermaye Piyasası Kurulu denetliyor.
Döviz ve para politikaları üzerindeki yatırımda vergilendirme ortamını etkileyen kurum Merkez Bankası olarak öne çıkıyor. Yatırımcı açısından bu konuya hakim olmak ileride oluşabilecek olumsuzlukları da ortadan kaldırıyor.
Uluslararası anlamda yapılacak yatırımlarda karşılaşılabilecek hukuki süreçleri yakından takip etmek, vergi yükümlülüklerine hakim olmak, aracı kurumlarının lisans bilgilerine erişmek, yatırım yapılan projelerin sözleşme hakları konusunda bilgi sahibi olmakta burada avantaj sağlayacaktır.
Uluslararası Yatırım Vergilendirmesi Nasıl Yapılır?
Uluslararası yatırımda vergilendirme yapılırken yatırımcının farklı ülkelerde yaptığı yatırımlar dikkate alınır. Bazen sadece bulunulan ülkede yatırım yapılmaz.
Farklı ülkelerin farklı kazanç yolları test edilerek buralardan düzenli ve ciddi gelirler elde edilebilir. Elbette ki tüm bu süreçte her ülkenin vergilendirme sisteminin farklı olduğu bilinciyle hareket edilmesi gerekir.
Bu karmaşık süreci sıkıntısız hale getirecek olan uluslararası yatırım konusu hukuksal olarakta temellendirilmiştir. Bireysel yatırımcının veya kurumsal ticaret erbabının mal varlığının korunabilmesi hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda şeffaf bir politika izlenebilmesi için bu oldukça önemlidir.
Uluslararası yatırım dendiğinde akla ilk olarak çifte vergilendirme sistemi gelir. Aynı gelir üzerinden iki kez vergi ödenmesini ortadan kaldırmak için ülkeler çifte vergilendirme anlaşmasına gider. Bu anlaşma sayesinde yatırımcının hangi ülkede ne kadar vergi ödeyeceği netleşir.
Bu net tablo üzerinden gelir ve kazanç yolları belirlenir. Bu kazanç üzerinden vergi indirimi elde edilebilir mi? sorusunun yanıtı aranır ve mümkünse muafiyet süreci başlatılır.
Uluslararası yatırım vergilendirilmesinde iki farklı kural öne çıkıyor. Bunlardan ilki gelirin elde edildiği ülkede vergilendirme uygulaması, ikincisi yatırımcının yaşadığı ülkede vergilendirme uygulamasıdır.
Uluslararası yatırımda vergilendirme sürecinde belirli bir plan doğrultusunda hareket etmek önemlidir. Yatırımı yapılacak olan ülke hakkında vergi sistemini daha net anlayabilmeyi sağlayacak bir bilgi birikimine sahip olmak gerekir.
Yatırımcı bu süreçte her yıl düzenli olarak beyana tabi gelirleri takip etmelidir. Özellikle vergi anlaşması bulunan ülkelerin incelenmesi önemlidir. Çifte vergilendirme sürecinde anlaşmalardaki kesin oranları daha net şekilde dikkat etmek gerekir.
Faiz gelirlerini ve temettü yatırımlarını belgeleyen tüm dokümanların sağlıklı şekilde saklanması gerekir. Alınacak tüm bu önlemler uluslararası vergilendirme planlamasında kıymetli görülen farklı ayrıntılardır.
Sonuç olarak; net şekilde şu hükme varılabilir. Uluslararası yatırım sürecinde yatırım kadar önemli olan bir başka kavram vergilendirme kurallarına hakim olabilmektir.
Yatırım Sözleşmeleri ve Belgeleri Nelerdir?
Yatırım sözleşmeleri tamamen yasalar ile uyumlu belge ve sözleşme evraklarını içerir. Yatırımcının bulunduğu pozisyonda haklarını ve ülkesine karşı sorumluluklarını belirlemek için önemlidir.
Yaşanabilecek bir anlaşmazlık durumunda yasal olarak nasıl bir yol izlenmeli? Sürecin tamamen güvenilir ve şeffaf bir ortamda sürdürülebilmesi için yatırımda vergilendirme sürecinde sözleşme ve belgeler oldukça değerlidir.
Bu açıdan günümüzde hala kullanımı devam eden yatırım sözleşmeleri ve belgeleri arasında hisse senedi sözleşmeleri ilk sırada gelir. Hisse senedi anlaşmalarında veya devrinde ortaya çıkan bu sözleşme sürecin daha düzenli sistematik ve kanunsal ilerlemesini sağlar.
Yatırım sözleşmeleri arasında gayrimenkul yatırım sözleşmeleri ya da yatırımsal fon sözleşmeleri de öne çıkar. Kira sözleşmeleri ile gayrimenkulün alım satımı sırasında yapılan sözleşmeler de bu kategoriye girer.
Yatırım sözleşmeleri ve belgeleri para aktarma sürecinin dışında resmi ve yasal olarak devreye giren her türlü belgeyi içerir. Hem bireysel yatırımcıyı hem de kurumsal firmaları yatırım sürecinde güvence altına alan bir konuma sahiptir.
Yaygın olarak kullanılan yatırım sözleşmeleri arasında hisse satın almayı sağlayacak sözleşme (SPA) abonelikte faydalı olan (SSA) veya dönüştürülebilir borç sözleşmesi kavramları öne çıkıyor.
Yatırımda verilen taahhütname belgeleri her zaman için yatırım tutarı ve oranını net şekilde sunmalıdır. Uyuşmazlık durumunda çözüm yolları ne kadar esnek? kullanım amacı başta olmak üzere çıkış stratejilerinin de net olarak belirlenmesi gerekir.
Bu süreçte yatırımda vergilendirme belgelerle güvence altına almak hukuki açıdan yaşanabilecek olumsuzlukları başta engelleyebilmeyi sağlayacak bir önlem olarak düşünülmelidir.
Akıllı bir yatırımcı her zaman için yaşanabilecek olumsuzlukları göz önüne alarak adilane, şeffaf ve kanıtlanabilir belgelerle hareket etmelidir.
Konuyu somut bir örnekle tamamlamak gerekirse; bireysel bir yatırımcı borsa yatırımı yaparken öncelikle merkezi kayıt kuruluşu üzerinden bir hisse senedi kaydı oluşturur. Aracı kurum kullanılarak yatırım hesabı sözleşmesi imzalanır. Ardından SPK denetimi ile yatırım süreci başlatılır.
Yatırımda vergilendirme ve hukuki aspektler konusunda bilmeniz gerekenleri anlattım.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Anıl UZUN