Geleceğin Gıda Teknolojilerine Yatırım: Hücresel Tarım ve Sentetik Et

Dünya üzerinde yaşanan iklim krizi, son yıllarda birçok nedenden dolayı önemli bir noktaya geldi. Yaşanan krizden dolayı gıdaya, sürdürülebilir üretime, etkin tarım politikalarına olan ihtiyaç her geçen daha da artıyor. Gıda teknolojileri olarak bilinen Food Tech sektörü bu noktada oldukça fazla ilgi görüyor.

Bu ihtiyacı giderecek ürünler geliştirmek, üretimini sağlamak ve dağıtmak amacı ile son teknolojiler kullanılıyor. Bu teknolojide, güvenilir ürünlerin seçimi, üretimi, muhafaza edilmesi ve dağıtımının yapılmasına yönelik uygulamalar yer alıyor.

 Gıda teknolojisinde (foodtech) amaç, değişen zamana uyum sağlamak, sürekli talep eden tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak, sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarını göz önünde bulundurarak karşılamayı hedeflemektir.  Bu noktada foodtech şirketler, gıda endüstrisinde çok az bir bölümü oluşturuyor. Buna rağmen son yıllarda yatırımcılar açısından oldukça fazla ilgi çekiyor.

gıda teknolojileri

Dünya genelinde bu pazarın ilerleyen süreçlerde 340 milyar dolardan daha fazla büyüklüğe ulaşması hedefleniyor. Dünya genelinde gerçekleşen gıda üretimi nüfus artış hızına ulaşamıyor. İlerleyen süreçlerde büyük kıtlığı önlemek adına Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, küresel gıda üretiminin %70 oranında arttırılması gereğini vurguluyor.

Her geçen gün tarım arazilerinin azalması, kentleşme, iklim de yaşanan değişimler ve su kıtlığı gibi etkenler, gıda üretiminde gerekli olan arazileri azaltıyor. Dünya genelinde 700 milyona yakın insanın açlık tehlikesi ile karşı karşıya olduğu iddia ediliyor. 

Merak Edilen Terim FoodTech Nedir?

FoodTech

Gıda da meydana gelen arz talep dengesizliği, gıda güvenliği ile üretim süreçlerindeki verimliliği ön plana çıkarıyor. Üretimden başlayarak son tüketiciye kadar olan süreçte, gıda sürecini yöneten ve verimliliği arttırmayı amaçlayan gıda teknolojisi her geçen daha fazla önemseniyor.

Talepteki artışları karşılamayan üretimde, verimi arttırmak, tedarik zincirinde meydana gelen bozulma ve kimyasal değişimi engellemek adına gıda işleme tekniklerinde ileri teknolojiler her geçen daha da yaygınlaşıyor. Günümüz gıda işletmeleri, gıda endüstrisinde yer alan süreçleri robotik ve otomasyon ile yürütmesi her geçen gün daha da fazlalaşıyor.

Bu teknolojilere daha fazla yatırım yaparak sektörde ilerlemeyi hedefliyor. Bunun yanı sıra, ürünlerin taze olarak bulunabilirliğini sağlamak, çevrimiçi kanalları kullanılarak daha iyi görünürlük,  pazarın büyümesine etki ediyor. Pazarın büyümesi ile sağlanan talep ve tüketimde artışlar sağlanıyor. Bu kapsamda gıda teknolojisi pazarı her geçen daha da büyüyor. 

Gelecekteki En Büyük Kriz, Dünyayı Besleme

2020 yılında dünya nüfusu 82,3 milyon artarken 2023 yılında dünya nüfusu 8 milyara ulaştı. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan tahminlere göre 2050 yılında dünya nüfusu daha da artarak 10 milyara yaklaşacak. 2100 yılında bu nüfus 12 milyara yaklaşacak. Her geçen gün artan dünya nüfusu, sürdürülebilir bir şekilde beslenme konusunda sorunları da beraberinde getirecek.

Bu sorun insanlık tarihinde alışılmışın dışında yeni besin kaynaklarına yöneltecektir. Yeni besin kaynaklarından yararlanma ve mevcut olan kaynaklara alternatif kaynaklar bulmaya zorlayacak gibi. Gıda olarak kullanılmayan ürünlerin gıda olarak insanlar tarafından kullanılabilir hale getirilmesi, laboratuvar ortamlarında et üretimi, çiftlik dışı süt üretimi gibi birçok alternatifler ön plana çıkıyor. 

Artan dünya nüfusuna karşın tarımsal üretimin aynı oranda büyümemesi gıda sorunlarına öne çıkarıyor. Yeryüzünde yer alan birçok insanın temel besin kaynağı konumunda olan et, gıda ihtiyacı açısından hayati önem taşıyor. Her yıl artan dünya nüfusuna nazaran et talebi de aynı oranda yükseliyor. İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar hayvansal üretim, toplumların beslenmesinde önemli bir konuma sahip. 

Gıda İhtiyacının Karşılanmasında Hücresel Tarım ve Sentetik Et

Hücresel Tarım ve Sentetik Et

Dünya nüfusunun ilerleyen süreçlerde 10 milyardan fazla insana dayanması et üretiminde alternatif gıda çözümlerine yöneltiyor. Bu denli nüfusu karşılayacak kadar et üretmenin imkânsız olması, hayvansal kaynaklı gıdaların yerine bitki bazlı gıdaları alternatif olarak görülüyor. Bunun yanı sıra laboratuvar ortamlarında et üretimi de aynı bir alternatif olarak görülüyor. 

1998 yılında yapay et fikri ilk defa ortaya çıktı. Geleceğin gıda teknolojileri ile 2010 lu yıllarda tanışmaya başladık. Bu süreçte hayatımıza giren ve popülerleşen sentetik et hayvanlar öldürülmeden laboratuvar ortamlarında üretiliyor. Sentetik et konusunda piyasaya Memphis Meats, Meatable, SuperMeat vb. isimler girmeye başladı. 

Bill Gates tarafından da desteklenen yapay et projeleri, 2021 yılında çıkardığı iklim felaketi nasıl önlenir? Adlı kitabında belirten Gates, küresel ısınmadan dolayı gelişmiş ülkeler hayvan yetiştiriciliğinden yapay ek tüketimine geçeceğini öne sürdü. Bu süreçte bitkisel bazlı beslenme ön plana çıkarak günden güne artmaya başladı. 

Günümüz dünyasında kabul görmüş 350 binden fazla bitki türü bulunuyor. 30 a yakın bitki türünün 150 ye yakın kısmı ekilebilir nitelikte. Gıda ve Tarım Örgütü tarafından yapılan açıklamaya göre insan kalori ihtiyacının %90’ını 30 bitki türünden karşılayabileceğini ileri sürüyor. Bu açıklamaya göre alternatif et ürünlerinde yer alan içerik maddeleri bu bitki türlerinden karşılanabilir. 

Sürdürülebilir beslenme adına, besin çeşitliliğini artırma, hayvansal gıdalara nazaran bitkisel bazlı gıdalara ağırlık verme ve gıda israfını azaltmak var olan alternatifler arasında yer alıyor. 

Geleceğin Gıda Teknolojilerinde Alternatifler

Gıda Teknolojilerinde Alternatifler

Artan dünya nüfusuna karşın gıda talebinin karışlanamaması bazı alternatifleri gün yüzüne çıkarıyor. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz. 

  • Laboratuvar ortamında yetiştirilen yiyecekler, yenilebilir böcekler alternatif protein kaynaklarıdır. 
  • Nutrasötikler, gıdaların kullanılması ile hazırlanan hap toz ya da tıbbi ilaç formunda tüketime sunulan yiyeceklerdir. Pandemi döneminde ilgi giderek artmıştır. 
  • Gıda tedarik zincirinde yaşanan yenilikler. Pandemi döneminde başlayan e ticaret, gıda sektöründe tedarik zincirinde yenilikler getirmiştir. Gıda markaları, teslimat hizmetleri ile doğrudan müşteriye dağıtım modellerini dijital platformlara çevirmiştir. 
  • Tüketici satın aldığı gıda ürünün kalitesine ve gıda güvenliğine ihtiyaç duyuyor. İnsanlar arasında gıda güvenliği önemli bir endişe olmaktadır. Bundan dolayı gıda güvenliği önem kazanmakta. 
  • Restoranların gelişen teknolojiye ayak uydurarak dijitalleşmesi, sorunsuz operasyon yönetimi, müşteri deneyiminin sağlanması gibi konuları ön plana çıkarıyor. Marka olarak öne çıkmak için veriye dayalı karar verme süreci yürütülmelidir. 
  • Gıda üretim süreçlerinde ve tedarik zincirinde optimum faydanın sağlanması, gıda yönetimi için geleceğin trendleri arasında yer alıyor. Bu çözümlerin gerçekleşmesi için veri analitiği, yapay zekâ ve gerçek zamanlı izleme gibi teknolojilerden yararlanmalı. 
  • Gıda üretiminde verimliliği arttırma, tutarlılığı sağlama ve ölçek geliştirmek adına robotik teknolojiden faydalanılması. Gıda işleme robotları ile droneler kullanılabilir. 
  • Daha kısa ve sürdürebilir, esnek bir tedarik zinciri oluşturmak için çiftliği daha akılla bir hale getirebilir. Girişimciler geleceğin ürünlerini ortaya koymak için iç mekân çiftliğine önem vermeye başlamıştır. 
  • Günümüzde gıda sevkiyatı önem kazanmıştır. Gıdaların hasar görmeden nakliyat yöntemi ile son tüketiciye ulaşması, paketleme malzemelerine verilen talebi de arttırmıştır. 

Geleceğin gıda teknolojilerine yatırım yapmayı düşünen yatırımcılar bu hususları göz önünde bulundurarak stratejilerine belirlemelidir. 

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,

Anıl UZUN